Premier League, bu sezon da, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi biz futbolseverlere muhteşem bir sezon yaşatıyor. Manchester United’ın bekleneni verememesi, Chelsea’nin taraftarına büyük bir şok yaşatarak yarış dışı kalması, Liverpool’un bir türlü kendini bulamaması… Bunların hiçbiri Premier League’in görkeminden bir şey götürmedi. Aksine bu sezon ‘underdoglar’ öyle şeyler yaptılar ki, futbolseverler maçlara kayıtsız kalamadı. Gerek Jamie Vardy ve kırdığı rekor sayesinde, gerekse peş peşe gelen galibiyetlerle Leicester City manşetlerden düşmedi. Slaven Biliç, West Ham ile ligin devlerini bir bir dize getirdi. Tottenham, liderliğe oynadı. Quique Sanchez Flores, Watford’la harikalar yarattı.
 |
Ancak bu sene galiba Arsenal’in senesi olacak! 12 yıllık hasret, bu sene vuslata dönüşebilir. Siz de, Topçular’ın bu sezonunda bu heyecana, alacağınız bir maç bileti ile yerinde tanıklık edebilirsiniz…
24 yaşındaki Premier Lig'de, yeni yıla lider giren takımların 11'i sezon sonunda şampiyonluk kupasını kaldırdı. İşte bu yüzden o sene, bu sene olabilir diyoruz. Ama Arsenal'in 2003 ve 2008’e de lider olarak “merhaba” dediği halde şampiyonluğu Manchester United’a kaptırdığı gerçeği de var. Aslında taraftarın ümidini kaybetmemesine yol açacak başka bir neden de bu, yani Sir Alex Ferguson’ın emekli oluşu… Espri bir yana son yıllarda yıpratıcı eleştirilere maruz kalan Arsene Wenger için, O’nu yıllar içinde en çok zorlayan rakibi yani Alex Ferguson bakın ne demişti: “Ben, Brian Clough ve Arsene, sizlere menajerlerle devam etmeniz gerektiğini kanıtladık!” Sir, bir kez daha haklı çıkabilir… Öyle ya da böyle, dünyanın en iyilerinden olan Fransız teknik adam, kulüp müzesine 15 kupa koydu. Bu sene 16.’sı neden gelmesin?
Peki sadece kupalar mı? Dahası yakın zamanda Emirastes’e heykeli dikilen Dennis Bergkamp, taraftarın gönlünde taht kuran Thierry Henry ya da Robert Pires ve hatta Sylvain Wiltord. Bu isimler, Wenger’in gençlerden birer efsane yaratma yeteneğinin kanlı-canlı ispatı. Patrick Vieira, Robin Van Persie, Kolo Toure, Nicolas Anelka, Cecs Fabregas, Samir Nasri. Bu isimlerin de tümü Wenger’in keşfi ile Arsenal’e üç-otuz paraya transfer olup, kulübe milyonlar kazandırarak transfer olmuş yıldızlar. Efsane teknik adamın eleştirilecek yanı yok demek, saçmalık olur. Elbette O da kusursuz değil; örneğin halen bir Avrupa Şampiyonluğu görememesi ya da az önce saydığımız isimleri gözünü kırpmadan rakiplerine takımın yıldızlarını verebiliyor olması. Ek olarak, takımın gördüğü rekor sayıda kırmızı kartın ve son yıllarda takımın üstüne kabus gibi çöken sakatlık belasının önünü bir türlü alamaması. Neticede Arsene Wenger’den bahsediyoruz; neler atlattı! Kulüpteki 20. Yılının sonunda Topçuların adı biraz da ‘ARSENE’AL oldu. Yine Sir’e kulak verecek olursak “Arsenal, O’ndan daha iyi kimi getirebilir ki?”
Dünyanın en güzel şehirlerinden birinde, futbolun ritüellerini en iyi şekilde yaşatan bir taraftar grubuyla, bir Avrupa devini, efsaneleşmiş bir menajerin takımını yerinde izlemeyi kim istemez ki… Hem gitmişken haftanın 7 günü açık olan kulüp müzesine ve namı-ı diğer ‘Le Professeur’ün müzeye koyduğu kupalara da yakından bakarsınız! Londra’da maç izlemenin keyfinin de ne denli unutulmaz olduğunu anlarsınız…
