Mobil Menü Icon
ELCLASİCO REALMADRİD BARCELONA

100 yılı aşkın süredir oynanan bu derbinin yıllar içinde, birçok kırılma noktası, keskin virajı oldu. Gelinen son noktada, bu 90 dakika ‘resmi olarak’ dünyanın en çok izlenen spor organizasyonu! Bundan sonraki etapta ise bebekler ‘anne’ ve ‘baba’dan sonra dünyaya ilk kelimelerini “’El Clasico” olarak haykıracak… Peki, biz Türklerin de en sıkı takipçilerinden olduğumuz El Clasico nasıl bu hale geldi?

 


İnsanlık tarihinin bir bölümü için nasıl ‘antik’ tanımlamasını yapıyorsak, futbol tarihi için de yapabiliriz. İşte Real Madrid ile Barcelona da fuardı, özel turnuvaydı ve hatta gazozunaydı derken ‘antik futbol’ döneminden yani 1900’lerden bu yana karşı karşıya geliyor. Kayıtlı lig maçlarını 1929’dan beri oynayan iki ekibin neden bu denli rekabete giriştiği hep açık: Etnik ve politik farklar. Ancak bu farklar 1943’te, diktatör general Francisco Franco’nun rekabete, tabir yerindeyse ‘burnunu sokması’ nedeniyle daha da keskinleşiyor. Rekabet bir süre üzerinde dolaşan kara bulutlarla oynanmaya devam ederken, 1953’te Arjantinli büyük efsane Alfredo Di Stefano’nun Hollywood filmlerine ilham verebilecek transferi yüzünden az da olsa ‘gerçek yeşil saha rekabetine’ dönüşmeye başlıyor. (Di Stefano, Barcelona’ya transfer olmuş olsa idi, rekabetin tarihi şüphesiz bambaşka olacaktı.)

 

Yeşil sahadaki bu kıyasıya rekabet daha sonra artık kendi tarihimiz kadar hakim olduğumuz El Clasico’nun yakın tarihindeki olaylarla bugüne dek geliyor. Bazılarını hatırlayacak olursak; Real’in akıl almaz transferleri, Barcelona’nın muhteşem alt yapısının temellerini atması, Figo transferi ve domuz kafası, Ronaldinho’nun Bernabeu’da alkışlanması ve Messi adında ufak tefek bir gencin sahne alışı… Sonra Real’de yaşanan 2. Ronaldo devri, Jose Mourinho ve karşına çıkan Pep Guardiola vs vs.

 


 

Son 2-3 sezondur da, bu rekabet sadece Messi ile Cristiano Ronaldo üzerinden yürüyor gibi. Ancak unutmamak gerekir ki; bu formaları kimler giyerse giysin ya da maçlar isterse ‘gazozuna’ oynansın bu derbi dünyanın en köklü rekabeti. Ve bu rekabeti, şimdilerde dünya üzerinde tam YARIM MİLYAR insan canlı izliyor. Evet, rekabetin cazibesini Messi ile Cristiano Ronaldo bir basamak daha yukarı koymuş olabilir ancak gelişen yayın teknolojilerinin ve futbol endüstrinin okumasını çok çok iyi yapan İspanyol futbol yöneticilerinin başarısını da göz ardı etmemek lazım. Super Bowl gibi, bu endüstrinin göz bebeği bir organizasyonu yerinden etmek büyük başarı!

 

Öyle ki, son El Clasico için Amerikalı NBC Sports haftalar öncesinden ekranının köşesine “El Clasico’ya X Gün Kaldı” ibaresi koydu. Bahsettiğimiz yer futbolun halen hor görüldüğü Amerika Birleşik Devletleri! Üstelik 500 milyon insanın takip ettiği bu maçın, biz Türkler için artık bambaşka bir anlamı daha var: Arda Turan.

 


 

İzlemekte olduğumuz sezonun ikinci El Clasico’su 3 Nisan günü Camp Nou’da oynanacak. Barcelona’nın form durumu popüler tabirle ‘ateş ediyor’. Real Madrid ise derbiye dek alışılan ‘yıkıcı’ formunu bulma peşinde. Tüm bunlardan bağımsız olaraksa bir bahar günü kaçamağı yapmak için Barcelona’dan daha güzel çok az şehir var. Bir de dünyanın en çok izlenen spor organizasyonunu “yerinde izledim” deme şansı… Maç biletini ayarlamak bizden, siz sadece ajandanızda yer açın!


 

En Yeniler

Yukarı Çık